Kas İskelet Sistemi Travmaları

Ortopedi

Tüm yaş gruplarında kanser ve kalp hastalıklarından sonra üçüncü sırada yer alan travmalar içinde, kas iskelet sistemi travmaları da önemli bir sorun oluşturmaktadır. Künt ve penetran travma sonucu insan dokusuna çevreden enerji transferi ile gerçekleşen kas iskelet sistemini de kapsayan travmatik yaralanmalar sonrası hayatta kalabilenlerde fizyolojik ve yapısal değişiklikler ile kalıcı sakatlıklar görülebilir.

Travmaya bağlı yaralanmalarda etkili acil tedavi ve bakımın sağlanabilmesinde için yaralanma mekanizmaları ve travmanın etkilerinin bilinmesi ile birlikte dikkatli tanılama/değerlendirme ve gözlem, yaşamsal bir öneme sahiptir.
Ölümün önlenmesi ve yaşamın korunması, komplikasyonların korunması, iyileşmenin kolaylaştırılması, sakatlığın önlenmesini amaçlayan travmalı hastanın ilk/acil tedavi ve bakımı; multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

KAS-İSKELET SİSTEMİNİN TANILANMASI/ DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Tüm ekstremiteler ve eklemler palpe edilerek, kırık, yumuşak doku yaralanması ve nörovasküler yaralanma açısından değerlendirilir. Motor ve duyusal işlevi ve ekstremitelerin kanlanmasını belirlemek amacıyla temel nörovasküler değerlendirme yapılır. Nörovasküler değerlendirmede ortaya çıkan herhangi bir değişim, ayrıntılı incelenir ve konsülte edilir. Etkilenen ekstremiteler, en üst düzeyde uyum ve stabilizasyonu sağlamak için atellenebilir ya da manipüle edilebilir. Tedavinin gecikmesi halinde kronik infeksiyon riskini azaltmak amacıyla, açık ekstremite kırıkları cerrahi girişimle kapalı kırık haline getirilerek izlenir.

Pelvis, baş ve omurga travmalarında ölüm riski yüksektir. Tedavi ve bakımı yönlendirmede, acil birim odaklıdır; acil resüsitasyon ve stabilizasyonun ardından, hasta acil birime kabul edilir. Çoklu yaralanmalarda; damar hasarı (kanama olasılığı nedeniyle) olmadığı belirtildikten sonra ortopedik hasar kontrolü yapılır. Ekstremite kırıkları için ortopedik cerrahiye kesin karar verilse de, öncelikle yaşamı büyük ölçüde tehdit eden yaralanmaların stabilizasyonu sağlanır. Uzun kemik kırıklarının geçici stabilizasyonu yapılır. Major yaraların konservatif tedavisi sağlanır, diğer yaralar stabilize edilir.

 

ORTOPEDİ HASTASINDA BAKIM GİRİŞİMLERİ

 

Ortopedi hastasının nitelikli bakımında; özellikle travma sonrası hastanın durumundaki bozulmayı belirlemek ve uygun girişimde bulunmak temel yaklaşımdır. Deneyimsizlik, beceri eksikliği, aşırı iş yükü bu işlevi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda Erken Uyarı Skorları (EUS) yararlı olmakta ve kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Hastanın tedavi ve bakımında, solunum, nabız ve kan basıncı, oksijen saturasyonu, vücut sıcaklığı, mental durum ve idrar çıkışı gibi bir dizi fizyolojik gösterge, hastanın bireysel durumu ve tedavisine bağımlı, bakımın bir parçası olarak yapılan hemşirelik tanılaması/değerlendirilmesi gerçekleştirmede, temel yol göstericidir.

 

Solunum:

 

Solunum sayısı, ritmi ve derinliği değerlendirilir. Ritim bozukluğu 1 dakikada solunum düzenindeki bozukluğu gösterir. Hipopne (yüzeysel solunum) ve hiperpneyi (hızlı ve derin solunum) içeren solunum derinliğinde bozulma ile bradipne, taşipne (solunum hızının> 27/dakika) gibi solunum hızındaki değişimler, kardiyak arrest için önemli belirteçtir.Ortopedi hastasında takipne gelişiminde;
Yağ embolisi,
Pulmoner emboli,
Solunum yolu infeksiyonu,
Havayolu travması/ tıkanıklığı,
Hemotoraks / pnömotoraks,
Sepsis,
Kanama,
Rabdomiyoliz,
Pulmoner ödem,
Pnömoni,
Kemik metastazları ile ilişkili hiperkalsemi,
Servikal/ torakal omurilik yaralanması, etkili olabilir.

 

Nabız:

 

Oksijen dağıtım zincirinin önemli bir yönünü oluşturur. Oksijen dağıtımında yetersizlik olduğunda, bir durumu telafi etmek için kalp daha fazla çalışır ve kalp atışları hızlanır. Ventrikül tarafından bir dakikada pompalanan kan miktarı olarak tanımlanan kalp debisi, her kasılmada ventrikül tarafından pompalanan kan müktarı/vurum hacmi ve kalp atış hızına bağlı olarak değişir. Kan hacmi azaldığında ya da kalp kası zarar gördüğünde vurum hacmi azalır ve kalp debisini sürdürmek için kalp atım hızı artar (taşikardi)

Ortopedi hastasında taşikardi oluşturan nedenler;
Hipovolemi,
Sepsis,
Yağ embolisi,
Pulmoner emboli,
Elektrolit,
Madde bağımlılığı, gibi oluşumları kapsar.

Kan basıncındaki azalma, kalp debisindeki azalmayı gösterir ve dokuların geç ya da yetersiz oksijenlenmesine neden olabilir. Klinik kararlarda, hipotansiyon ve hipertansiyon ile ilgili veriler, daima değerlendirilmelidir. Ortopedik hastada hipertansiyon nedenleri;

Ağrı,
Otonomik disrefleksi,
Kemik metastazlarına bağlı hiperkalsemi,
Hipovolemi,
Sepsis,
Kardiyojenik şok,
Nörolojik şok,
Dehidratasyon, olarak sıralanır.

 

Oksijen saturasyonu:

 

Arteriyel oksijenlenme düzeyi pulsoksimetre ile ölçülür. Ancak, arteriyel oksijen satürasyonu normal olmasına karşın oksijen taşınma düzeyi yetersiz olabilir. Gelişen metabolik asidoz, solunum hızını arttırabilir. Bu nedenle; arteriyal oksijen saturasyonunun normal olması, akut solunum sıkıntısını dışlamaz. Buna ek olarak pulsoksimetrenin, hareket, hemoglobin düzeyindeki anormallik, soğuk ortam, perfüzyon bozukluğu, aritmi ve tırnak cilası varlığı, gibi çeşitli değişkenler tarafından etkilenebileceği dikkate alınmalıdır. Ortopedi hastasında düşük oksijen saturasyonu oluşturan nedenler kapsamında;

Yağ embolisi,
Pulmoner emboli,
Solunum yolu infeksiyonu,
Havayolu travması ya da tıkanıklığı,
Hemotoraks/pnömotoraks,
Sepsis,
Hipovolemi,
Rabdomiyoliz,
Pulmoner ödem,
Pnömoni, gibi oluşumlar yer alır.

Konuşma Ekranı
Pzt. - Cmt. 09:30/17:30
Canlı Bilgi Hattı